13 Mayıs 2012 Pazar

Fehim Paşa Konağı


FEHİM PAŞA KONAĞI !


“Sıkıldım ben bu kabadayılık oyunundan. Hiç kimse sevda şarkısı söylemiyor. Ela gözden, güzel yüzden, çiçekten böcekten söz eden yok. Yalnız çığlık atıyoruz. As, kes, vur, kır, döv, söv, yak, yık, saldır, daldır, oldur! Kan gölünde nilüfer açar mı? Toprağı yüz bin insanın gözyaşıyla sulasak, bir tek çiğdem yeşertebilir miyiz? Babayiğit’in hası karınca bile ezmez. En bilekli el diye okşayan ele derim; en yürekli kabadayı da herkesi yüreğine sığdıran insandır.”







Efendim bu sözler yazarlığını Turgut Özakmanın yaptığı Fehim Paşa Konağı oyunundan alıntıdır. Nerden çıktı bu şimdi derseniz Sevdiceğim  uzun bir süredir öğrencileriyle bu oyunu hazırlamakta idi. Ve benim  kahkahalara boğulduğum bu oyun tiyatro oyunları içinde enlerim arasına girdi diyebilirim.. 








   









Makyajlarını benim yaptığım oyunun Fotoğrafları yine şahsıma ait olup yüzlerce kare yakalamama rağmen sizlerle bir kısmını paylaşmaktayım...
      






























            


Konusuna gelecek olursak ;
                  
                Döneminin en güçlü paşalarından olan Fehim Paşa, eski bendelerinden Rasim Baba'nın oğlu Yusuf'u konağın haremine eğlencelik olsun diye alır. Ancak bu gelişme Fehim Paşa Konağı'nda sonun başlangıcı olur. 
Yusuf, Paşa'nın kızına âşık olur ve bu aşka bütün mahalleliyi de ortak eder. 








En sonunda mahalle sakinleri kızı Paşa'dan isterler. Ama Paşa kızı vermediği gibi, adam tutarak Yusuf'u da öldürtmeye kalkışır. 
























Sonra ne mi olur? 























Bu sorunun cevabını bir gün bir yerlerde bu oyunu izleyerek öğrenebilirsiniz...





     Mavi ceketli  Ben 
     Mavi ceketlinin solundaki  Sevdiceğim
     Mavi ceketlinin sağındaki  Dünyalar Tatlısı arkadaşım Fatma Gül Sevi
     Sevdiceğimin solundaki Manevi oğlum Doğasav 
     Ve bu gecenin mimarları...

1 yorum:

Yorumlar